Burcuyla Bak’ın Hikayesi:
Hayat bize parçadan bütüne giden bir yolculuğa hazırlar. Bunu görebilmek maharettir. Bunun için çokça okumak önem arz etmez. Zira gönül gözü ile görmeyen ,deneyimlerini kucaklamayan kişi kendi hikayesinde sadece figüran olur. Bu yüzden konfor alanından çıkıp düşe kalka yapılan yolculuk bizi biz yapar. Bu da korkutur insanı. İşte tam da bu noktada başladı Burcuylabak ‘ın hikayesi. Önce kendi konfor alanımdan çıktım sonra yaralarıma berelerime sahip çıktım. Kendi öz potansiyelimi bu süreçte o kadar net görebildim ki bu edindiğim öğrenme sürecinden ziyade ( bunu zihin yapar) benim ise hal etme halini sizinle paylaşmak oldu gayem. Yani tüm hücrelerinize nüfus etmek için tabir yerinde ise kolları sıvadım. Bu da kalpten öğrenmekle münkündü. Bunun için de gecemi gündüzüme kattım. Durmadan çalıştım, çalışmaya da devam ediyorum. Ömrüm yettiğince de devam edeceğim. Bu hizmet benim için çok kıymetli.
Sizinle olan Hikayem
Kendinizi bulma yolunda size eşlikçi olarak refakat etmek ve şifalandığımızı görmek kelimelere dökemeyeceğim kadar önem arz ediyor. Amacım edindiğim bilimsel bilgilerin ışığında bu bilgileri özellikle de deneyimlerimi gönül gözüyle damıtarak, size sizi buldurmak. Bu noktada Hz. Mevlanın sözünü öz yapıp ‘’Baktığın ben gördüğün sensin.’’ cümlesini fark etmemiz tüm gayretim. İşte bu yüzden Simurg’taki hikayede olduğu gibi küllerimizden yeniden doğmak için ‘’ Burcuybak’’ oluştu.Bu hikayenin içinde birlikte yol almak harika bir şükür sebebi.Gün geçtikçe, sizlere ulaştıkça anlıyorum ki iyi ki bu yolculuk hikayesini başlatmışız.Kalplere dokunup ulaştıkça ne kadar doğru bir gönül bağı kurduğumuzu görüyorum.Hepinize sonsuz şükranlarımı sunuyorum.